Ceza koşulunun aşırı olması ve aşırılığın tespiti halinde hakimin yaralanacağı ölçütler nelerdir?
Ceza koşulunun aşırı olması ve aşırılığın tespiti halinde hakimin yaralanacağı ölçütler nelerdir?
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında aşırılık kavramının soyut bir kavram olduğunu, bu nedenle hâkimin aşırılıkla ilgili değerlendirmesinin taraflarca ve üst yargı mercilerince denetlenmesine imkân sağlayan verilerin karara yansıtılması gerektiğini vurgulamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu kararda hâkimin ceza koşulunun indirilmesi hakkını kullanırken dikkate alması gerektiği kriterleri de belirtmiştir. Buna göre hakim alacaklının menfaatlerini, tarafların iktisadi durumunu, borca aykırılığın objektif ağırlığını, borçlunun kusurunun derecesini göz önüne alacaktır.
İlgili Yargıtay HGK., 29.11.2017 tarihli,2017/998 E. , 2017/1459 K. Sayılı kararda;
“(…)Kanun koyucu cezai şartın indirilmesinde izlenecek yol konusunda hâkime takdir yetkisi tanımıştır. Ancak bu maddenin işlerlik kazanabilmesi için öncelikle hâkimin cezai şart miktarını fahiş (aşırı) bulması gerekmektedir.
“Aşırı”lık tümüyle soyut bir kavramdır. Bu nedenle hâkimin aşırılıkla ilgili değerlendirmesinin taraflarca ve üst yargı mercilerince denetlenmesine imkân sağlayan verilerin karara yansıtılması gerekir.
Hâkim cezai şartın indirilmesi hakkını kullanırken alacaklının menfaatlerini, tarafların iktisadi durumunu, borca aykırılığın objektif ağırlığını, borçlunun kusurunun derecesini göz önünde tutarak hareket etmelidir. Bu değerlendirme yapılırken ceza şartının borçluya borcunu yerine getirmeye psikolojik bakımdan zorlamak üzere konulmuş olduğu gözden asla uzak tutulmamalıdır ( HGK’nın 08.03.1961 gün, 2/10 sayılı içtihadı, TUNÇOMAĞ, K.: Mahkeme Kararları Kroniği- Borçlar Hukuku, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 1963, Sy1-2,s.392vd.).
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık irdelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre ortaklaşa satın alınıp mülkiyeti davalı adına kayıtlı gözükecek taşınmazların satılması ve davacı diğer ortağın satış bedelinden hissesine düşen tutarın ödenmemesi hâlinde satışı gerçekleştirilen her bir taşınmaz için 15.000,- TL ödeneceği kararlaştırılan tazminatın seçimlik cezai şart mahiyetinde olduğu yerel mahkeme ve Özel Dairenin kabulündedir. Mahkemece 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 161’inci maddesinin üçüncü bendinde düzenlenen indirim hakkının, davacının indirimin fazla yapıldığı yönünde herhangi bir temyiz itirazının bulunmadığı da gözetildiğinde, davaya konu olayın mahiyetine göre somutlaştırılarak uygulanmış olduğu sonucuna varılmıştır.
Hâl böyle olunca yukarıda belirtilen ilkeler ve maddi olgular dikkate alınarak takdir edilen cezai şart miktarına ilişkin yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup direnme kararının onanmasıgerekir.
S O N U Ç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (2.226,93 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.11.2017 gününde oy birliği ile karar verildi.” Şeklinde hüküm verilmiştir.